-
1 parçası
1. a bit of 2. piece of -
2 ay parçası
= ay parçası gibi раскраса́вица, пи́саная краса́вица -
3 ay parçası gibi
-
4 bağlantı parçası
Verbindungsstück nt -
5 kâğıt parçası
Papierfetzen m -
6 makine parçası
Maschinenteil nt -
7 müzik parçası
Musikstück nt -
8 ateş parçası
1) неи́стовый, кипу́чий, темпера́ментный2) бесёнок, непосе́да ( о ребёнке) -
9 elmas parçası
настоя́щее зо́лото ( похвала) -
10 çorap yerine kullanılan kumaş parçası
аякчуTürkçe-Tatarca sözlük > çorap yerine kullanılan kumaş parçası
-
11 doğru parçası
кисемтә -
12 ankastre parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ankastre parçası
-
13 ankraj parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ankraj parçası
-
14 bağlama parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bağlama parçası
-
15 bağlantı parçası
крепежная деталь, соединительная детальİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bağlantı parçası
-
16 bez parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > bez parçası
-
17 birleştirme parçası
соединительная деталь, соединительный элементİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > birleştirme parçası
-
18 boru ekleme parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > boru ekleme parçası
-
19 ekleme parçası
накладка, стыковая накладкаİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ekleme parçası
-
20 montaj parçası
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > montaj parçası
См. также в других словарях:
ahu parçası — sf. Çok güzel, çekici (kadın) Benim gibi bir ahu parçası doğuran anaya da aşk olsun. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateş parçası — sf. 1) Çok canlı, hareketli, becerikli, çalışkan 2) Çok yaramaz (çocuk) 3) Canlı O da ateş parçası gözlerle bakan ufacık, kavi bir yakışıklıydı. N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
ay parçası — sf. Çok güzel (kadın veya kız) … Çağatay Osmanlı Sözlük
daire parçası — is., geom. Bir dairenin kirişi ile o kirişin yayı arasında kalan parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğru parçası — is., mat. Doğru üzerinde iki nokta ile sınırlanmış parça … Çağatay Osmanlı Sözlük
parça — is., Far. pārçe 1) Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey Yolun bu parçası bozuk. 2) Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şerit — is., di, Ar. şerīṭ 1) Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. F. R. Atay 2) Dar, uzun kıyı parçası Deniz şeridi. Kara şeridi. 3) Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası 4) Bir kara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
parça — 1. is. 1. Parçalanmış, sındırılmış, qırılmış, cırılmış şeyin kiçik tikəsi, qırığı, hissəsi. Kağız parçası. Odun parçası. – Buruqların dörd tərəfində dəmir və taxta parçaları gözə dəyirdi. M. İ.. Dəstə sürüşkən daş və qaya parçalarının üzəri ilə… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yer — is. 1. Üzərində sakin olduğumuz planet: Yer kürəsi (bu mənada böyük hərflə). Ay Yerin peykidir. Yerlə Günəş arasında 150 milyon kilometr məsafə var. Yer Günəş ətrafında fırlanır. 2. Quru (su səthi müqabili). Dənizdən yer görünmürdü. 3. Yer… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Atıf Yılmaz — (December 25, 1925 – May 5, 2006) was a renowned Turkish film director, screenwriter and film producer. He was almost a legend in the film industry of Turkey with 119 movies directed. He also wrote 53 screenplays and produced 28 movies since 1951 … Wikipedia
daire — is., Ar. dāˀire 1) Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. H. F. Ozansoy 2) Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan… … Çağatay Osmanlı Sözlük